ŞİRKETLERİN KENDİ PAYLARINI ALMA VE ELDEN ÇIKARMALARI
İŞLEMLERİNİN VERGİ KANUNLARI İLİŞKİSİ
1. GİRİŞ
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 2012 yılı Temmuz ayından bu yana yürürlükte
bulunmaktadır. 6102 sayılı kanunun 379'ncu maddesi ile 389'ncu maddesi arasında yer alan 10
madde ‘’Şirketin kendi paylarını iktisap veya rehin olarak kabul etmesi’’ başlığı altında
sıralanmış ve yazımızın konusunu oluşturan hususlara yasal düzenleme getirmiştir.
6102 sayılı TTK’da getirilen bu maddeler eski TTK’ da düzenlenmemiş olup üstelik
şirketin kendi paylarını iktisap etmesi söz konusu olduğunda bu işlemin geçersiz sayılacağı eski
TTK’ da hüküm altına alınmıştır. Her ne kadar Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca çıkarılan
tebliğler ile bu nevi bir iktisaplar mümkün görülmüş olsa dahi (% 10 oranını aşmamak üzere)
TTK ile geçersiz sayılması neticesinde uygulamada söz konusu işlemler yapılamaz durumda
bulunmaktaydı.
Bugün itibariyle 6102 sayılı kanunun 379 ila 389'ncu maddelerinde yapılan düzenlemeler,
Türkiye Muhasebe Standartları ve SPK tebliğleri kapsamında uygulamayı yasal zemine
oturtmuş ve mümkün hale getirmiştir.
Şirketlerin hisse senetleri ve ortaklık paylarının iktisap edilmesi uygulaması sadece
Anonim Şirketleri değil aynı zamanda Limited şirketleri ve sermayesi paylara bölünmüş diğer
şirket türlerini de kapsamaktadır.
Şirketlerin elde ettikleri kendi paylarını elden çıkarmaları halinde Kurumlar Vergisi
Kanunu İştirak hissesi satış istisnası, emisyon primi istisnası ve Katma Değer Vergisi
karşısındaki durumu bu yazıda ele alınmaktadır. Platform toplantısında konu yukarıda belirtilen
sıra ile ele alınmış ve tartışılmış bulunmaktadır.
2. TÜRK TİCARET KANUNU DÜZENLEMELERİ
Yukarıda da belirtildiği gibi 6102 sayılı TTK özellikle 379, 381, 384, 385 ve 386'ncı
maddelerinde ivazlı bir şekilde şirketin kendi paylarını iktisabını ve elden çıkarılmasını
düzenlemiş bulunmaktadır.
Kanunun 383, 384 ve 386'ncı maddelerinde ise ivazsız iktisap edilme halinde yapılacak
işlemler düzenlenmiştir.
TTK’nın ivazlı iktisap edilme ile ilgili düzenlemeleri aşağıda özetlenmektedir.
•Şirketin kendi paylarını iktisap ve rehin olarak kabul etmesi:
Madde 379: Bir şirket kendi paylarını, esas veya çıkarılmış sermayesinin onda birini aşan
veya bir işlem sonunda aşacak olan miktarda, ivazlı olarak iktisap ve rehin kabul edemez. Bu
hüküm, bir üçüncü kişinin kendi adına, ancak şirket hesabına iktisap ya da rehin olarak kabul
ettiği paylar için de geçerlidir. Payların iktisap edilebilmesi için, genel kurulun yönetim
2
kurulunu yetkilendirmesi şarttır. En çok 5 yıl için geçerli olacak bu yetkide payların itibari
değer sayıları bedelin alt ve üst sınırı gösterilir. İktisap edilecek payların bedelleri düşüldükten
sonra, kalan şirket net aktifi, en az esas veya çıkarılmış sermaye ile kanun ve esas sözleşme
uyarınca dağıtılmasına izin verilmeyen yedek akçelerin toplamı kadar olmalıdır.
•Yakın ve ciddi kaybın önlenmesi:
Madde 381: Bir şirket yakın veya ciddi kayıptan kaçınmak için gerekli olduğu takdirde,
kendi paylarını 379’ncu maddeye göre genel kurulun yetkilendirmeye ilişkin kararı olmadan da
iktisap edebilir. Yönetim kurulu ilk genel kurula iktisap sebep ve amacı, iktisap edilen payların
sayıları, itibari değerlerin toplamı ve sermayenin ne kadarını temsil ettiği, bedeli ve ödeme
şartları hakkında yazılı bilgi verir.
•Elden çıkarma:
Madde 384: İktisap edilen paylar, şirket için herhangi bir kayba yol açmadan devirleri
mümkün olur olmaz ve herhalde iktisaplarından itibaren üç yıl içinde elden çıkarılırlar. Meğerki
sermayesinin yüzde onunu aşmasın.
•Aykırı iktisap halinde elden çıkarma.
Madde 385: 379 ila 385 ‘inci maddelere aykırı bir şekilde iktisap edilen veya rehin olarak
alından paylar, iktisapları ve rehin olarak kabulleri tarihinden itibaren en geç altı ay içinde elden
çıkarılır ya da üzerlerindeki rehin kaldırılır.
•Sermayenin azaltılması.
Madde 386: 384 ve 385 ‘inci maddeler uyarında elden çıkarılmayan paylar, sermayenin
azaltılması yoluyla hemen yok edilir.
•Hakların kullanılması.
Madde 389: Şirketin iktisap ettiği kendi payları ile yavru şirket tarafından iktisap edilen
ana şirketin payları, ana şirket genel kurulunun toplantı nisabının hesaplanmasında dikkate
alınmaz. Bedelsiz payların iktisabı hariç, şirketin devraldığı kendi payları hiçbir pay sahipliği
hakkı vermez. Yavru şirketin iktisap ettiği ana şirket paylarına ait oy hakları ile buna bağlı
haklar donar.
3. SERMAYE PİYASASI KANUNU DÜZENLEMELERİ
Şirketin kendi paylarını iktisap etmeleri, belli oranda (%10) muhafaza etmeleri ve bu oran
dışındaki payları elden çıkarmaları Geri Alınan Paylar Tebliği (II-22.1) adı altında
yayınlanmıştır.
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu 22, 48, 101 ve 108'nci maddelerine göre çıkartılmış
bulunan tebliğ 03.01.2014 tarih 28871 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış bulunmaktadır.
Tebliğin kapsamı, geri alınan payların elden çıkartılması ve itfası ile geri alınan payların
muhasebeleştirilmesi düzenlemeleri aşağıda özetlenmektedir.
3
Kapsam
Madde 2:
Tebliğ, ortaklıkların kendi paylarını satın alması veya rehin olarak kabul etmesine, geri
alınan payların elden çıkarılması veya itfasına, bu hususların kamuya açıklanmasına ve geri
alımların bilgi suiistimali veya piyasa dolandırıcılığı sayılmayacağı hallere ilişkin usul ve
esasları düzenler. Tebliğ hükümleri, ortaklık tarafından kendi paylarının satın alınması
sonucunu doğuracak bir sermaye piyasası aracı satın alınması veya ihraç edilmesi durumlarında
da geçerlidir.
Geri alınan payların elden çıkarılması ve itfası
Madde 19:
Geri alınan paylar ile bu paylar nedeniyle edinilmiş bedelsiz paylar bu Tebliğin 9uncu
maddesinin birinci ve üçüncü fıkrasındaki şartlara uymak şartıyla süresiz olarak elde tutulabilir.
Tebliğ hükümlerine aykırı olarak geri alınan paylar, geri alım tarihinden itibaren en geç bir
yıl içinde elden çıkarılır. Bu süre boyunca satılamayan paylar sermaye azatlımı suretiyle itfa
edilir.
Tebliğin 16ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hariç olmak üzere geri alınan
payların ortaklığın ödenmiş veya çıkarılmış sermayesinin yüzde onunu aşan kısmı, herhangi bir
kayba yol açmadan devirleri mümkün olur olmaz ve her halükarda elde edilmelerinden itibaren
üç yıl içinde elden çıkarılır. Bu süre zarfında elden çıkarılmayan paylar sermaye azatlımı
suretiyle derhal itfa edilir.
Geri alınan paylar Kurulun fon çıkışı gerektirmeyen sermaye azatlımı usullerine göre itfa
edilir.
Geri alınan payların muhasebeleştirilmesi
Madde 20:
Geri alınan payların muhasebeleştirilmesinde Kurulun finansal raporlamaya ilişkin
düzenlemeleri ile TMS/ TFRS’ler esas alınır.
Geri alınan payların geri alım bedeli kadar yedek akçe ayrılarak öz kaynaklar altında
kısıtlanmış yedek olarak sınıflandırılır. Geri alınan payların ve söz konusu yedek akçelerin
finansal tablolarda gösterimi Kurul tarafından ilan edilen formatlar uyarınca yapılır. Bu fıkra
kapsamında ayrılan yedekler, geri alınan paylar satıldıkları veya itfa edildikleri takdirde geri
alım değerlerini karşılayan tutarda serbest bırakılır.
Madde 20’de atıf yapılan TMS/ TFRS standartlarında ise konu KGK tarafından yayınlanan
32 sayılı standartta düzenlenmiştir. Standardın 33 ve 34 nolu paragrafları aşağıda
belirtilmektedir. İşletmenin geri satın alınan kendi hisseleri işletmenin öz kaynağına dayalı
finansal araçlarını yeniden edinmesi durumunda, bu araçlar (“İşletmenin geri satın alınan kendi
hisseleri”) öz kaynaktan düşülür. İşletmenin öz kaynağına dayalı finansal araçlarının alışından,
4
satışından, ihracından ya da iptalinden dolayı kar veya zarara herhangi bir kazanç ya da kayıp
yansıtılmaz. Bunun gibi,, işletmenin geri satın alınan kendi hisseleri, işletme tarafından ya da
konsolide edilmiş şirketler grubunun diğer üyeleri tarafından geri alınabilir yada elde
tutulabilir. Alınan ya da ödenen tutarlar doğrudan öz kaynakta muhasebeleştirilir.
“TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu” Standardı uyarınca, işletmenin geri satın alınan
kendi hisselerinin elde bulundurulan tutarı ya finansal durum tablosunda (bilançoda) ya da
dipnotlarda ayrı ayrı kamuoyuna açıklanır. İşletme, öz kaynağına dayalı finansal araçlarını
ilişkili taraflardan geri satın alması durumunda “TMS 24 İlişkili Taraf Açıklamaları” Standardı
ile uyumlu olarak kamuoyuna açıklamada bulunur.
4. VERGİ KANUNLARI UYGULAMASI VE GÖRÜŞMELER
Yukarıdaki bölümde Türk Ticaret Kanunu hükümleri belirtildikten sonra Sermaye Piyasası
Kanunu uyarınca çıkarılmış olan Geri Alınan Paylar Tebliği ve Kamu Gözetim ve Muhasebe
Standartları Kurumunca yayınlanmış olan Türkiye Finansal Raporlama Standardı 32'nin ilgili
bölümü değerlendirilmiş bulunmaktadır.
Görüldüğü üzere bir şirket (Anonim veya Limited) kendi hissesini veya ortaklık payını
satın alabilir. Bu payın hisse senedine bağlanması yanında ortaklık payı şeklinde olması da
mümkündür.
Bu pay % 10 oranını aşmadığı takdirde herhangi bir sınırlama olmaksızın aktifte tutulabilir.
% 10 luk sınırın üzerinde satın alınması durumunda TTK 384’ e göre iktisaplarda üç yıl, TTK
385’e göre iktisaplarda ise en geç 6 ay içinde elden çıkarılma zorunludur. SPK Geri Alınan
Paylar Tebliği ise sadece 1 yıllık süre olarak konuyu düzenlemiştir.
Sonuçta Şirket iktisap ettiği payların yüzde 10’unu aşan kısmını elden çıkartmak
zorundadır. Bu mümkün olmadığı halde sermaye azaltımı yapılarak hisseler yok edilecektir.
Geri Alınan Paylar Tebliği sermaye azaltılması halinde bu işlemin “Fon Çıkışı Gerektirmeyen
Sermaye Azaltımı” olarak işlem göreceğini açıklamıştır.
Bu açıklamalar karşısında konu ile ilgili soru ve sorunlar görüşülmüş ve büyük bir
çoğunluk aynı görüşte birleşmiştir.
4.1. Şirketin satın aldığı kendi hisselerinin iştirak hissesi tanımına girip girmeyeceği
hususu ile ilgili görüş
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 5/1 maddesi Tam mükellefiyete tabi bir başka
kurumun sermayesine katılımlardan elde ettikleri kazançları iştirak kazancı tanımına
sokmuştur. 1 no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde de iştirak payları hisse senedi ve ortaklık
payı ortak tanımlanmıştır. Şirketin kendi hissesini alması “Tam mükellef bir başka kurum”
tanımına aykırıdır. Buradan hareketle 5/e maddesindeki iki tam yıl elde bulundurulan iştirak
hissesi satış kazancı istisnası kavramı burada kapsam ve uygulama dışında kalmaktadır.
5
4.2. Şirketin kendi paylarını atın alması öz kaynağı eksiltip eksiltmeyeceği ile ilgili
görüş
Satış anında işletmeye nakit girdisi sağlayacak hisse payı öz kaynak eksisi midir? İştirak
hissesi tanımına girmeyen şirketin kendi payları menkul kıymetler içinde veya bağlı kıymetler
içinde izlenmesi mümkün görülmektedir. Ancak SPK Tebliği ve KGK nın yayınladığı TFRS -
32 Standardı bu hisselerin öz kaynak eksisi olduğunu ve bu şekilde muhasebe kaydı yapılmasını
öngörmektedir.
Fakat yukarıda çeşitli yönleriyle ele alınan mevzuatta da görüleceği üzere bu paylar elden
çıkarılma zorunluluğu olan paylardır. Nakit çıkışı karşılığı elde edilmişlerdir. Satılmaları
halinde yine nakit girişi söz konusu olup, bir başka menkul kıymet alımından farkları yoktur.
Bu aşamada öz kaynak eksisi olduğunu söylemek güçtür.
Sermaye azaltımı yoluyla yok edilmeleri zorunlu olduğunda ise öz kaynak eksisi oluşacağı
açıktır.
TFRS uygulayan işletmelerde öz kaynak eksisi gibi işlem yapılmalıdır. Ancak öz kaynak
eksisi şeklindeki yorum platformda büyük çoğunlukla kabul edilmemiştir.
Borsada işlem görmeyen şirketlerde ise menkul kıymet veya bağlı kıymet olarak
muhasebeleşebilir şeklinde görüş söz konusu olmuştur.
4.3. Emisyon priminin söz konusu olup olmayacağı ile ilgili görüş
Emisyon primi 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 5/1-c maddesinde düzenlenmiş olup
sadece anonim şirketler için söz konusudur. Anonim şirketlerin kuruluşlarında veya
sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların bedelinin itibari değeri aşan kısmı olarak
tanımlanmış ve istisnalar içerisinde yer almıştır. Bir anonim şirket kuruluş veya sermaye
artırımı sırasında nominal bedelin üstünde bir bedel ile hisselerini halka arz edip bu esnada
kendisi de bu hisselerden alırsa emisyon primi söz konusu olabilecektir. Ancak konunun
transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı ve fon aktarımı yönlerine önemle işaret
edilmiştir. Daha önce ihraç edilmiş veya ödenmiş sermayeyi temsil eden hisselerin ortaktan
satın alınmasında emisyon primi oluşmayacaktır.
4.4. Katma Değer Vergisi karşısındaki durumu ile ilgili görüş
Konu 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu açısından ele alındığında 17/4-g
maddesinde hisse senedi teslimlerinin KDV’den istisna olduğu belirtilmektedir. Limited şirket
hisse payı ise hisse senedi hükmünde olmadığı ve kıymetli evrak vasfı bulunmadığı malumdur.
Hisse senedi teslimlerinde elde bulundurma süresine bakılmaksızın KDV olmayacak ancak
Limited şirket hisselerinin devrinde KDV uygulanacaktır.
5. SONUÇ
Platformda konu ayrıntılarıyla görüşülmüş yukarıdaki sorulara verilen yanıtlarda büyük
çoğunluk mutabık kalmıştır. 6102 sayılı yasa ile getirilen 379 ila 389 maddeler arasında yer
6
alan şirketin kendi paylarını iktisap etmesi aslında Avrupa Birliği ve diğer sermaye piyasaları
mevzuatı ile uyumu sağlamaya yönelik bir düzenlemedir. 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi
Kanunu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunundan yaklaşık 6 yıl önce yürürlüğe girmiştir.
Bu itibarla 5520 sayılı kanunun 5'nci maddesinde yer alan bir başka kurumun sermayesine
katılım sözünün “başka” sözü çıkarılarak düzenlenmesi daha doğru olacaktır. Esasen söz
konusu madde, üzerinden kurumlar vergisi ödenmiş bir geliri bir daha vergilememeyi
öngörmektedir. Kendi hissesini alan şirketin alacağı kar payı da kurumlar vergisi yükü
taşımaktadır. Bu itibarla iştirakten farkı olmamalıdır.